Blog

Nis4

Neandertallerin 300.000 Yıl Önce Yaptığı Ahşap Aletler İncelendi

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  AhşapAlmanyaNeandertalPaleolitikSchöningen



Neandertallerin 300.000 Yıl Önce Yaptığı Ahşap Aletler İncelendi

Homininler en az 3 milyon yıldır taş aletler kullanıyor ve muhtemelen aynı zamanlarda ahşabın da kullanılabileceğini fark etmişlerdi.

 

Erman Ertuğrul - www.arkeofili.com

 

Analizler, Neandertallerin avlanmak ve hayvan derilerini işlemek için “odun yarmak” gibi karmaşık teknikler kullandığını ortaya çıkardı.

 

 

Forschungsmuseum Schöningen sergisinde sunulan Schöningen mızrakları. C: Niedersächsisches Landesamt für Denkmalpflege (NLD)

En zengin Paleolitik ahşap alet koleksiyonuna ilişkin ayrıntılı bir çalışma, 300.000 yıldan biraz daha uzun bir süre önce, şu anda Kuzey Almanya’da yaşayan Neandertallerin yaşam tarzlarına dair eşsiz bir anlayış sağlıyor.

Homininler en az 3 milyon yıldır taş aletler kullanıyor ve muhtemelen aynı zamanlarda ahşabın da kullanılabileceğini fark etmişlerdi. Taştan farklı olarak ahşap nadiren çağlar boyunca hayatta kalıyor, bu nedenle buna dair doğrudan kanıtlar çok nadir. Ancak geçtiğimiz yıl 476.000 yıllık ahşap bir yapının keşfi kesinlikle arkeolojide şok dalgaları yarattı.

Bunun bir istisnası, 187 şaşırtıcı ahşap eserin bulunduğu Schöningen adlı alan. Eserlerin bulunduğu katman, erken Neandertallerin Avrupa’da Homo heidelbergensis’in yerini aldığı zamana kadar uzanıyor.

Söz konusu eserler, bu insanlara dair görüşümüzü şimdiden değiştirdi ve onların bir zamanlar hayal edilen leşçilerden çok, sofistike avcılar olduklarını gösterdi. Kalıntılar, insan aile ağacının bu dalının nasıl yaşadığına ve daha genel olarak buzullararası dönemlerde Avrupa’da avcı-toplayıcıların nasıl geliştiğine dair muhtemelen sahip olduğumuz en iyi rehber olmaya devam ediyor. Aynı arkeolojik alanda, alete dönüştürülmüş kılıç dişli kedi kemikleri gibi başka aletler de ortaya çıkarıldı.

 

 

Mızraklar ve fırlatma sopaları bölgedeki aletlerin azınlığını oluşturuyor. C: Niedersächsisches Landesamt für Denkmalpflege (NLD)

Burası 1994 yılında keşfedildi ancak sunduğu her şeyi ortaya çıkarmak ve bu değerli keşifleri analiz etmek yavaş bir süreçti. Yeni yayınlanan bir çalışmada, Aşağı Saksonya Eyaleti Kültürel Miras Dairesi’nden Dr. Dirk Leder ve meslektaşları, 2008’e kadar orada bulunan öğelerle ilgili ilk kapsamlı raporu sunuyor.

Bölgenin en ünlü eserleri mızraklar olsa da, araştırmacılar bunlardan yalnızca 20-25 tanesinin av silahı olduğunu bildiriyor. Evsel amaçlarla kullanılan sivri veya yuvarlak uçlu ahşaplar koleksiyonun daha büyük bir bölümünü oluşturuyordu. Bunlar, daha yeni avcı-toplayıcıların, bölgede çoğunlukla at olan hayvan derilerini işlemek için kullandıkları eşyalara benziyor. Fakat diğer birçok aletin amacı belirlenemedi.

Analizler, bölge sakinlerinin doğru aletler için uzun bir yol kat etmeye istekli olduğunu ortaya koyuyor. Arkeolojik katmanlarda bulunan ahşaplar öncelikle ladin, söğüt ve çamdan oluşsa da, başka türler de bulundu. Ancak bunların çoğunda insanlar tarafından işlendiğine dair hiçbir iz bulunmuyor.

Aletlerin büyük çoğunluğu ladin ağaçlarından yapılmıştı ve neredeyse dörtte biri çamdan yapılmıştı. Bu bulgu önemli, çünkü göl kenarında ne ladin ne de çam ağacı mevcuttu. Bunun yerine 3-5 kilometre uzaklıktaki bir dağda, hatta daha uzak bir yerden toplanmış olmalılardı.

 

Budak kısmını düzleştirmek için yapılan işlemeyi gösteren mızrak ucunun bir kısmı. C: Niedersächsisches Landesamt für Denkmalpflege (NLD)

Leder ve diğer yazarlar, buradaki aletleri oluşturmak için iki süreç kümesi tanımladı. Bunlardan birinde bir ladin veya çam ağacı, dalları ve kabuğu çıkarılmak üzere kesiliyor ve gövdesi mızrak veya fırlatma sopasına dönüştürülüyordu. Bazı bölünmüş ahşaplar, artık orijinal amaçlarına uygun olmadıklarında bu öğelerden geri dönüştürülmüş gibi duruyor.

İkinci işlem, ladin ağaçlarının tabanına yakın yerden alınan budaksız ahşabın, doğrudan evsel kullanım için bölünmüş ahşaba dönüştürülmesiydi.

Sürecin karmaşıklığı, binlerce yıl boyunca giderek daha karmaşık hale gelen Pleistosen teknolojisinin gelişiminde önemli bir veri noktası sağlıyor. Araştırmacılar, “Artan teknolojik karmaşıklık, bilişsel yeteneklerin ve sosyal öğrenmeye artan bağımlılığın bir göstergesi olarak yorumlanıyor” diyor. Onlara ulaşmak ve işlemek için uzun bir gidiş-dönüş yolculuğu anlamına gelse de en iyi ağaçların dikkatli seçimi de bunu gösteriyor.


Makale: Leder, D., Lehmann, J., Milks, A., Koddenberg, T., Sietz, M., Vogel, M., … & Terberger, T. (2024).

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için