Blog
Syedra Antik Kentinde Katılımcı Arkeoloji Deneyimi

Antalya’nın Alanya ilçesi Seki Mahallesi sınırlarında yer alan Syedra Antik Kenti, Helenistik, Roma, Bizans ve Anadolu Selçuklu dönemlerinin izlerini taşıyan, zengin bir kültürel mirasa sahip bir yerleşimdir.
www.arkeolojikhaber.com
Syedra Antik Kenti’nde yürütülen kazılar, yalnızca geçmişi gün yüzüne çıkarmakla kalmıyor, kırsal halkın aktif katılımıyla bir kültürel dönüşüm sürecini de beraberinde getiriyor. Doç. Dr. Ertuğ Ergürer başkanlığındaki çalışmalar, arkeolojik bilginin yerelle buluştuğu bir sosyal yapı modeli sunuyor. Kadınların ağırlıkta olduğu iş gücüyle Syedra, hem tarih hem de toplumsal hafıza açısından dikkat çekici bir örnek teşkil ediyor.
3000 Yıllık Mirasın İzinde: Syedra Antik Kenti
Antalya’nın Alanya ilçesi Seki Mahallesi sınırlarında yer alan Syedra Antik Kenti, Helenistik, Roma, Bizans ve Anadolu Selçuklu dönemlerinin izlerini taşıyan, zengin bir kültürel mirasa sahip bir yerleşimdir. Alaaddin Keykubat Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ertuğ Ergürer başkanlığında, Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle sürdürülen kazılar, yedinci sezonunu geride bırakıyor.
Antik kent; stadyum, tiyatro, meclis binası, hamam, sütunlu cadde, vaftiz mağarası ve zeytin işlikleri gibi yapılarıyla dikkat çekerken, özellikle su altyapısı ve sarnıç sistemleri dönemin mühendislik anlayışına ışık tutuyor.
Doç. Dr. Ertuğ Ergürer - Kazı Başkanı
Kazılarda Halkın Rolü: Arkeolojide Katılımcı Model
Syedra kazılarında öne çıkan en dikkat çekici unsurlardan biri, kırsal kesimden gelen kadın ve erkeklerin aktif rol almasıdır. “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında kazılarda yerel halkın istihdamı, sadece ekonomik değil, sosyokültürel etkileşimi de güçlendiren bir unsur haline gelmiştir.
Doç. Dr. Ergürer, 2019’da hız kazanan çalışmalar öncesi yerel halkın Syedra hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığını belirtirken, bugün ise hem arkeolojik bilinç düzeyinin arttığını hem de kaçak kazıların büyük ölçüde azaldığını ifade ediyor.
Memnune Göktepe
Kadın Emeğiyle Yükselen Bir Antik Kent
Kazılarda çalışanların önemli bir kısmını kadınlar oluşturuyor. Ergürer’in ifadesiyle, “Kadın işçi sayımız erkeklerden fazla ve bu sinerji kazı alanında bir aile ortamı yaratıyor.”
Kazı süreci, sabah kahvaltısından öğle yemeğine kadar günlük yaşamın bir parçası haline gelirken, çalışanlar arasında kurulan bağlar, bilimsel üretimin sosyalleşmeyle nasıl iç içe geçebileceğini gösteriyor. Katılımcıların çoğu için bu iş, yalnızca bir kazı faaliyeti değil, kültürel belleğe katkı sunma süreci.
Vehbi Koç
Tanıklık ve Deneyim: Yerel Halkın Gözünden Arkeoloji
Kazı ekibinde yer alan Vehbi Koç, geçmişte iş makinesi tamircisiyken, artık heykel parçaları, sikkeler ve seramik objeler gibi tarihî buluntularla ilgileniyor. Çalışmanın fiziksel yakınlığının yanı sıra hafta sonu izni gibi etmenler, onu bu işe bağlı kılan unsurlar arasında.
Benzer şekilde, Memnune Göktepe de restorancılıktan kazı alanına geçenlerden biri. “Kürekle taşıyoruz, temizliyoruz, bazen parça yorumluyoruz. Çok anlamıyoruz belki ama işimizden keyif alıyoruz.” diyerek, bu süreçte gelişen tarih bilinciyle turizme kazandırılacak bir alanın emekçisi olmaktan gurur duyduğunu dile getiriyor.
Mustafa Kurt - aa
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >