Blog

Mar19

İsveç’te Bulunan Altın Figürler, Sarılan Çiftleri Betimliyor

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  AltınAskaFigürGravürİsveç



İsveç’te Bulunan Altın Figürler, Sarılan Çiftleri Betimliyor


İsveç’teki arkeologlar; altın varaktan yapılmış, üzerinde birbirini kucaklayan çiftlerin gravürleri olan neredeyse iki düzine figür keşfetti.

 

Fotoğrafta İsveç’in Aska adlı arkeolojik alanında bulunan, altın varaktan yapılmış figürler arasında en iyi korunmuş olanı görülüyor. Figürlerin tamımının üzerinde birbirine sarılan çiftler yer alıyor. C: Björn Falkevik

 

Yaklaşık 1.300 yıl önceye tarihlenen figürler; İsveç’teki Aska adlı arkeolojik alanda, insan yapımı bir platform höyüğünün büyük salonunun kalıntıları arasında bulundu. Araştırmacılar, daha fazla bilgi elde edebilmek adına, kırılmış figürlerin parçalarını bir araya getirmeye çalışıyorlar.

Polonya’daki Lodz Üniversitesi’nde arkeoloji profesörü olan Martin Rundkvist, “Elimizde, altın varaktan yapılmış 22 adet figür olduğunu tahmin ediyoruz. Tam sayılarını bilmiyoruz çünkü figürlerin çoğu parçalarına ayrılmış ve hangi parçaların bir araya gelmesi gerektiğinden emin değiliz.” diyor.

Kırılmış olmalarına rağmen parçaların kendine göre bir düzeni var.

Rundkvist’in anlattığına göre parçaların birçoğu, bulunduğunda, olabildiğince düzenli bir şekilde katlanmıştı; daha sonra ise Eddie Herlin adındaki bir kuyumcu, katlanmış parçaları arkeologlar için dikkatli bir şekilde açmıştı. Keşfe dair raporda yer alan bir fotoğraf; figürlerden birinin köşelerinin, figürün orta kısmına doğru katlandığını gösteriyor. Katlanan altın figürleri açma görevi; Herlin gibi, figürleri onlara zarar vermeden açabilecek uzmanların desteğini gerektiriyordu. Ekip parçaları açtıktan sonra, altın figürlerin hepsinin üzerinde birbirine sarılan çiftlere ait tasvirler olduğu açığa çıktı.

Bu Çiftler Aslında Kim?

Birbirine sarılan çiftlerin kim oldukları belli değil. “İsveç’teki diğer arkeolojik alanlarda da altın varaktan yapılmış figürler bulunmuş olsa da bunlara ait yazılı kayıtlar günümüze ulaşmamış.” diyor Rundkvist.

“Yalnızca bir alanda bile birbirinden farklı birçok figür bulabiliyoruz; bu durum bize, bu figürlerin bu alanlara gelen ziyaretçiler tarafından hediye olarak getirildiğini gösteriyor.” diyen Rundkvist ekliyor: “Figürler genellikle büyük ziyafet salonlarındaki direk çukurlarının içinde veya etrafında bulunuyorlar. Bundan şu çıkarımı yapıyoruz: Bu figürler muhtemelen çatıyı destekleyen ve kralın yüksek tahtını sabitleyen direklere yapıştırılıyorlardı.”

İhtimallerden birinde, birbirine sarılan çiftlerin tanrılar ve tanrıçalar olduğu düşünülüyor. Rundkvist, “O dönemdeki kralların, kutsal bir soydan geldiklerini iddia ettiklerini biliyoruz. Fakat figürler, evlenmek üzere olan prensler ve prensesleri de tasvir ediyor olabilir.” diyor.

Arkeologlar, gravürlü altın figürlere ek olarak, siparal desenlere sahip üç demir kolye ile balina kemiğinden yapılmış iki oyun parçası da buldular. Radyokarbon tarihleme, salon ile platformun MS 650 ila 680 yılları arasında inşa edildiğini gösterdi. Arkeolojik çalışmalar, salonun en nihayetinde düzenli bir şekilde parçalara ayrıldığını ortaya çıkardı; radyokarbon tarihlemeye göre bu olay MS 940 yılında gerçekleşmiş olabilir. Bu olayı şiddetli bir yıkımın gerçekleştirildiğine dair hiçbir iz bulunamadı; dolayısıyla alan, muhtemelen onu kullananlar tarafından dağıtılmıştı.

 

www.arkeofili.com

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için